Sanal Gerçeklik ve Tekillik: Evrenin Geleceği ve Yapay Zeka
Sinir sistemine doğrudan entegre olan sanal gerçeklik, çözünürlük ve inandırıcılık bakımından "gerçek" gerçeklikle yarışmaya başladığında, deneyimlerimiz de giderek daha fazla sanal ortamlarda oluşmaya başlayacak. Sanal gerçeklikte hem fiziksel hem de duygusal olarak başka birisi olabiliriz.
Gerçekte diğer insanlar (örneğin sevgiliniz) sizin için, sizin kendiniz için seçeceğinizden farklı bir beden seçebilecekler; ya da siz onlar için farklı bir beden seçebileceksiniz. Bu, kimlik algımızı kökten değiştirecek bir devrimdir.
Evrenin Doygunluk Noktası ve Zekanın Yayılımı
İvmelenen Getiriler Yasası, biyolojik olmayan zekanın, insan-makine zekamızı kullanarak evrenin yakın çevremizdeki madde ve enerjisini "Doygunluk Noktasına" yaklaştırmasına kadar sürecektir. Doygunluktan kasıt; bilgisayarlı işlem fiziğini anlayışımıza dayanarak, madde ve enerji örüntülerinin en elverişli düzeyde kullanılmasıdır.
Biz bu sınıra yaklaştıkça, uygarlığımızın zekası da evrenin geri kalanına yayılarak yeteneklerini geliştirmeyi sürdürecektir. Bu genişlemenin hızı, bilginin seyahat edebileceği en yüksek hıza çabucak erişecektir. Sonuçta, zekamız tüm evrene işleyecektir. Bu, evrenin yazgısıdır. Yazgımızın belirlenmesini, göksel mekanikleri yöneten şimdiki "akılsız", basit, makine benzeri güçlerin ellerine bırakmayıp, kendimiz belirleyeceğiz.
Tekillik: Olay Ufkunun Ötesi
İşte Tekillik böyle bir şeydir. Kimileri bunu kavrayamayacağımızı, en azından var olan anlama düzeyimizle kavrayamayacağımızı söyleyecektir. Tıpkı bir kara deliğin olay ufkunun ötesini göremediğimiz gibi, Tekillik sonrasını da tam olarak öngöremeyiz. Bu dönüşüme "Tekillik" adını vermemizin bir nedeni de budur.
Yine de görüşüm şudur: Düşüncemizin önünde esaslı sınırlar olmasına karşın, Tekillikten sonraki yaşamın doğası hakkında anlamlı sözler söyleyebilecek düzeyde soyutlama gücüne sahibiz.
İnsan-Makine Uygarlığı
En önemlisi, ortaya çıkacak zeka, zaten şimdiden bir insan-makine uygarlığı olan insan uygarlığını temsil etmeyi sürdürecektir. Bir başka deyişle; geleceğin makineleri, biyolojik olmasalar da "İnsan" olacaktır. Bu, evrimde sonraki adımı, sonraki üst düzey paradigma değişimini oluşturacaktır.
Biyolojik olmayan zeka, bu yüzyılın sonunda insan zekasından trilyon kere trilyon kat daha güçlü olacaktır. Ancak bu, biyolojik zekanın sonu anlamına gelmemektedir. Biyolojik olmayan biçimler bile biyolojik tasarımlardan türetilecektir. Uygarlığımız insan olarak kalacak; hatta bu terimi anlayışımız, onun biyolojik kökeninin ötesine geçecek olsa da, "İnsan" olarak düşündüğümüz değerleri bugünkünden çok daha fazla temsil edecektir.
|
|
| Sanal Gerçeklik ve Tekillik |
Hangi Bedeni Seçerdiniz? 🕶️
Eğer sanal gerçeklikte fiziksel sınırların olmadığı bir dünya kurulsaydı, kendiniz için nasıl bir beden veya form seçerdiniz? İnsan mı kalırdınız, yoksa enerjiye mi dönüşürdünüz? Hayal gücünüzü yorumlarda konuşturun! 👇✨