Biyoloji ve Dna
Birkaç milyar yıl önce başlayan ikinci evrede, karmaşık molekül yığınları kendiliğinden kopyalanan mekanizmaları biçimlendirmeğe ve yaşam oluşmaya başlayıncaya kadar karbon tabanlı bileşimler çapraşıklaşmıştır.Sonunda biyolojik sistemler, daha büyük bir molekül topluluğunu betimleyen
bilgiyi depolayabilen kusursuz bir sayısal mekanizma (DNA) geliştirmişlerdir. Bu molekül ile onu destekleyen kodon ve ribozom
çarkı, bu ikinci evrenin evrimsel deneylerinin bir kaydının tutulabilmesini mümkün kılmıştır.Üçüncü Evre: Beyinler.
Her evre, bilgi evrimini daha ileri bir
Ndolaylama" düzeyine giden bir paradigma değişimiyle sürdürür. yani evrim, bir evrenin sonuçlarını sonraki evreyi oluşturmak için kullanır.örneğin, üçüncü evredeki dna güdümlü evrim,
bilgiyi kendi duyu organlarıyla algılayıp, bu bilgiyi beyinlerinde
ve sinir sistemlerinde işleyebilen ve saklayabilen organizmaları
üretmiştir.
Bu, (dolaylı olarak) üçüncü evrenin bilgi işleme mekanizmalarını (organizmaların beyinleri ve sinir sistemleri) olanaklı kılan ve tanımlayan ikinci evrenin mekanizmaları (DNA ve proteinlerin epigenetik bilgisi ve gen ekspresyonunu kontrol eden RNA parçalan) sayesinde gerçekleştirilebilmiştir.
Bu, (dolaylı olarak) üçüncü evrenin bilgi işleme mekanizmalarını (organizmaların beyinleri ve sinir sistemleri) olanaklı kılan ve tanımlayan ikinci evrenin mekanizmaları (DNA ve proteinlerin epigenetik bilgisi ve gen ekspresyonunu kontrol eden RNA parçalan) sayesinde gerçekleştirilebilmiştir.
Üçüncü evre, ilk hayvanların örüntüleri tanıma yetenekleriyle başlamıştır; bu yetenek
de halii beyin faaliyetlerimizin büyük çoğunluğunu oluşturmaktadır. 10 Sonuçta türümüz, yaşadığımız dünyanın soyut zihinsel modellerini yaratma ve bu modellerden akılcı biçimde çıkarılacak
anlamlar üzerine düşünme yeteneğini geliştirmiştir.
Biz, kendi zihinlerimizde dünyayı yeniden tasarlama ve bu düşünceleri eyleme geçirme yeteneğine sahibiz.
Dördüncü Evre: Teknoloji. Türümüz, doğuştan gelen akılcı ve soyut düşünce yeteneğini, diğer parmakları karşılayan başparmağımızla birleştirerek, dördüncü evreyi ve bir sonraki dolaylama
düzeyini başlatmıştır: İnsan eliyle yaratılan teknolojinin evrimi.
Bu evrim, basit mekanizmalarla başlayıp, karmaşık otomatlara
(otomatik mekanik makinelere) kadar gelişmiştir. Sonuçta, ayrıntılı bilişim ve iletişim aygıtları sayesinde, teknolojinin kendisi
karmaşık bilgi örüntülerini algılama, saklama ve değerlendirme
yeteneğine sahip olmuştur.
Zekanın biyolojik evriminin ilerleme
hızını, teknolojik evrimin ilerleme hızıyla kıyaslayabilmek için en
gelişmiş memelilerin beyinlerine her yüz bin yılda bir yaklaşık
1 6,5 cm3 madde eklediğini, buna karşın bilgisayarların bilişim
hızını her yıl kabaca ikiye katladığımızı düşünün
Elbette ne beyin boyutu ne de bilgisayar kapasitesi zekanın tek belirleyicisidir, ama bunlar, olanak sağlayan etmenleri temsil ederler.
Elbette ne beyin boyutu ne de bilgisayar kapasitesi zekanın tek belirleyicisidir, ama bunlar, olanak sağlayan etmenleri temsil ederler.
Hem biyolojik evrimin hem de insan teknolojisinin gelişmesinin ana dönüm noktalarını bir grafik üzerinde gösterip, x eksenini
(kaç yıl önce olduğu) ve y eksenini (paradigma değişiminin süresi) logaritmik ölçeklerde işaretlersek, biyolojik evrimin doğrudan
insan yönetimli gelişmeye doğru uzandığı oldukça düz bir çizgi
(sürekli ivme) buluruz.